Geçmiş yıllarda tipik bir şirket, satın alma, depolama, satış, dağıtım ve satış sonrası hizmete kadar her şeyi kendi bilgi ve tecrübesi ile belirli ölçülerde yönetmeye çalışıyordu. Bugün itibariyle büyük organizasyonlar bu faaliyetleri daha iyi yönetebilir hale geldiler. Çünkü bu fonksiyonları sistematik olarak işleyen ölçek ekonomilerini kazanmaya başladılar. Ancak, iş dünyasında rekabet gücü organizasyonlar arasında, pazarlama, üretim, insan kaynakları ve şu andaki lojistik ile başlayan tüm maliyetleri kapsayarak yaşanmaktadır. Organizasyonları hızlı, güçlü ve verimli olan firmalar rekabetçi konumuna geçtiklerinden dolayı dış kaynak kullanımını tercih etmeye başladılar.
Uluslararası rekabet gücüne sahip olmak için, işletmeler dünya pazarının herhangi bir kesiminden gelen talebe verimli ve yüksek kaliteli bir cevap verebilen dünya çapında stratejik ağları kurmaları gerekmektedir. Bu tür faaliyetlerin etkin ve bütünleşik bir organizasyonu genellikle küresel lojistik veya tedarik zinciri yönetimi (SCM) olarak adlandırılır ve küresel rekabet gücünün çekirdeği haline gelmektedir.
Lojistik, son zamanlarda bile lojistik sektörünün gelişmesinin, yen karlar elde etmenin ve rekabet avantajını korumasının ana kaynağı olduğu son sınır olarak adlandırılıyor. Ayrıca, lojistik sisteminin şirketin genel yönetiminde dar boğazlara neden olduğu birkaç örnek bulunmaktadır. Toplam maliyeti düşürme ve müşterilere sağlanan hizmetlerin kalitesini artırma potansiyeli, bu dar boğazların ortadan kaldırılmasıyla aşılabilir.
Ayrıca, sosyal açıdan bakıldığında verimli bir lojistik sistemi, tıkalı yolların açılmasına ve çevre kirliliğinin azaltılmasına yardımcı olarak, makro ekonomik verimliliğin artmasında da etkili olmaktadır. Son yıllarda lojistik sistemlerini geliştirmek için bazı yenilikler hayata geçirilmiştir. Bu yenilikler, lojistik süreçlerini bireysel olarak tamamen iyileştirmeye yönelik yeniliklere geniş açıdan sahip olmaktadır.
Birincisi, verimli aktarma özelliğine sahip yeni intermodal terminaller, ITS (Akıllı Taşıma Sistemleri) ve GPS (Küresel Konumlandırma Sistemleri) ile kamyon güzergah planlaması gibi yenilikçi yazılımları ve donanımları içermektedir. Bu parçalı yenilikler, sadece problemleri iyileştirmek için kullanıldığında her bir parça için tam yeteneklerine göre geliştirilebilir. İş sürecini bir sistem olarak kontrol etmek ve sistem yönetimi yeniliklerini de geliştirmek gerekmektedir. İnsanların dikkatini çeken yenilikler arasında Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM) ve Üçüncü Parti Lojistik (3PL) de yer almaktadır.
3PL ve çok oyunculu lojistik işbirliğinin temel ilke ve fonksiyonları arasında, işletmelerin ürünlerini müşterilerine ulaştırma ihtiyacına karşılık, nakliye firmalarından nakliye hizmetleri almasından kaynaklanmaktadır. Temel olarak, 3PL, nakliye ve lojistik faaliyetlerinin, gönderici ve nakliye dahil olmak üzere birden fazla faaliyet dış kaynaklıdır.
Aynı yerde alış ve satış yapan çoğu küçük işletme 1PL'dir. İşletme coğrafi olarak genişledikçe, üreticinin lojistik sınırı uzar, 2PL servis sağlayıcısı genellikle bir kamyon şirketi veya bir depo operatörü gibi bir emtia kapasitesi sağlayıcısıdır, 2PL tedarik zincirindeki tek veya az sayıda fonksiyon için hizmet sağlar. Düşük getiri, yüksek seviyede varlık yoğunluğu olduğu için düşük giriş engelleriyle karşı karşıyadırlar. Tek duraklı çözümler için artan talep ile birçok lojistik kapasitesini bünyesine ekleyerek ve operasyonlarını birbirleri ile etkileşim haline getirerek birçok 2PL, ,PL'ye dönüşmüştür.
3PL, nakliye veya kontrat lojistiğinde işletmeleri kapsayacak şekilde sıkça kullanılan daha geniş bir terimdir. Bir müşterinin tedarik zinciri lojistiği faaliyetlerinin tümünü veya büyük bir kısmını yerine getirerek, katma değeri en düşük maliyetle farklılaştırılmış bir taşıma hizmetine karşı; bilgi, tecrübe ve teknolojiye dayanarak faaliyet gösterir. 3PL yüksek getiri ile varlık ışığı olma eğilimindedir.
3PL ile birlikte 4PL sağlayıcısı, temel olarak, üreticinin lojistik dış kaynak kullanım gereksinimleri için bir lojistik entegratörü veya tek noktadan bir iletişim kaynağıdır. Çeşitli 2PL ve 3PL sağlayıcılar ile sözleşme yapmakla, bir utan diğer uca çözümleri birleştirerek yönetmekten sorumludurlar. 4PL tedarikçisi, tedarik zinciri ile ilgili güçlü genel bakış ve güçlü lojistik ile bilişim teknolojileri yeteneklerini kullanarak üreticiye yüksek katma değerli danışmanlık hizmetleri de sunabilmektedirler.
Çoğu 2PL şirketi, yüksek getiri için 3PL olmak amacıyla çaba göstermektedirler. 3PL'ler stratejik merkezlerde kilit dağıtım merkezleri veya acil ihtiyaçları karşılayacak küçük bir kamyon filosu gibi bazı varlıklara sahipken, 2PL'lerin ihtiyaç duydukları kapasitelerin çoğunu dışarıdan temin edebilmektedirler. Bu nedenle, 3PL'ler lojistik çözümlere odaklanır ve kapasite sağlayıcılarından elde edilen varlıkların en uygun kombinasyonunu ararlar. Dahası, 3PL'lerin kendi hizmetlerine daha fala entegre olması, müşterinin operasyonuna daha yatkın bir hale gelerek, müşteri açısından tercih sebebi olmaktadırlar.
Müşteriye çözüm sunarak yakın ilişkiler içerisinde olan 3PL sağlayıcısının bir tedarikçiden daha fazla ilgili olmasıyla 3PL'leri, müşteriler açısından vazgeçilmez kılmaktadır Bir müşteri 3PL sağlayıcısını, 2PL'ye değiştirmek konusunda isteksizdir. 3PL'nin hizmetleri bazen 4PL'ler ile örtüşür. 4PL segmenti daha karlıdır, çünkü bu şirketler danışmanlık ücretleri talep etmektedir. Hali hazırda, 3PL şirketleri kendilerini müşterilerine daha iyi hizmet sunmak ve müşteri memnuniyetini daha yüksek düzeyde sağlamak için 4PL şirketlerine dönüştürmeye çalışmaktadırlar. 3PL'nin 4PL servis sağlayıcısı olmak istemesi, planlama, bilgi teknolojisi entegrasyonu, ulaşım planlaması, siğariş takibi, lojistik danışmanlığı, uygulama çözümü gibi katma değerli hizmet sağlamasıyla müşteri açısından vazgeçilmez hale gelmesi ile yüksek hizmet kazancını da beraberinde getirmesi, 4PL'ye gelişmesi sebepleri içerisinde yer almaktadır.